8 Şubat 2011 Salı

KAFALARDAKİ SORULAR
 Neden birlik olmalı?
 Türk Devletleri neden kendine uygun bir birlik kurmalı?
 Türk Dünyası`nı buna zorlayan birileri mi var?
 Veya birlik olmamız için belki vazgeçilmez nedenler vardır?
Her halde yukarıdaki soruları zaman-zaman birileri kendilerine sorup dururlar. Bazıları birlik olmaya gerek yok düşüncesine varırken, onlardan daha çok insanlar Türk Dünyası`nın mutlakȃ, hem de geç kalmadan resmi bir birlik oluşturması gerektiği düşüncesine varırlar. Yani birilerine göre Türk Dünyası`nın resmi bir birlik oluşturması çok gereklidir. Hattȃ bazen bu tür insanlar birlik meselesinde geç kalındığı kanaatine bile varırlar. Aslında haksız sayılmazlar da. Gerçekten Türk Dünyası resmi bir birlik meselesinde geç kalmıştır. Tabii, bazı birlik gibi şeyler var, ama onların da yeterli olduğu söylenemez. Meselȃ, Türksoy, Cumhurbaşkanları Zirvesi, TürkPA gibi. Hem de bu birliklerde tüm Türk Cumhuriyetlerinin temsil olunmadığı dikkat dışı edilməməlidir…
Türk Dünyası`nın birlik oluşturması bir zarurettir. Çünkü Türk Dünyası`nın böyle bir birlik olmadan bazı dünya güçlerine karşı koyması, onların karşısında dayana bilmesi imkansız olmakta artık. Her tarafımız düşmanla sarılı. Bir tarafta Türkiye ve Azerbaycan topraklarını işgal etmekle büyük Ermenistan kurmayı hayal ederek sözde soykırım lafları ile başımıza bela olanlar, öbir tarafta yavru Vatan Kıbrıs`ta her an Türk kavmini yok etmeğe hazır bulunan rumlar, Araz nehrinin güneyinde 30 milyona kadar Türk`ün kendi öz dilini kullanmasını bile yasak edecek hale gelmiş teokratik İran molla rejimi, Türk coğrafyasının tam doğusunda Doğu Türkistan türklerini baskı ve her türlü zulüm altında tutan kırmızı komünist Çin, kuzeyimizde de yüz yıllar öncesi sayıları sadece Kazan Türkleri`nin sayısı kadar olan, buna rağmen büyük bir Türk coğrafyasını işgal edip tam dört yüz elli yıl süre içinde elinde tutan ve hȃlȃ tutmaya devam eden Rusya. Her kes içimize sızıyor, toprağımıza sahiplenip ardından da bizleri öldürüyor, mülteci haline getiriyor. Tıpkı hali-hazırda Ermenistan`ın işgal altında tuttuğu Azerbaycan toprakları Karabağ bölgesinde olduğu gibi. Dünya ise susuyor. Evet, bazı küresel güçler birşeyler yaptıklarını iddia ediyor da, ama ortalıkta ileriye doğru atılmış hiç bir adım yok…
Türkiye parçalanmaya çalışılıyor. Azerbaycan`dan torpaklarını Ermenistan`a bağışlaması isteniyor, Kazakistan ve Kırgızistan sürekli Rusya`nın tehditleri altında. Kuzey Kıbrıs`ı zorla, Avrupa Birliği masallarıyla rumlara mal etmeğe kalkışıyorlar. Türkmenistan`ın ağzını bile açmasına izin vermezken Özbekistan`da yok yerden “İslam terörizmi” diye birşeyler uyduruyorlar. Birileri bu işleri başarılı bir şekilde akıllara sokuyor və bizler de… tuzağa düşüyoruz, bu masallara aldanıyoruz.
Türk Dünyası susmamalı, böyle gidişlere tahammül etmemeli artık! Bir zamanlar büyük Gazi Mustafa Kemal Atatürk Sovyetler Birliği çökeceği taktirde kardeş Türk Cunhuriyetleri`nin bağımsızlık kazanacağını, Türkiye`nin tek bağımsız Türk Devleri olarak böyle bir duruma hazır olması gerektiğini diyordu. Atatürk, yüz yıl sonra olacakları yıllar öncesi duymayı başarmış birisi olarak zamanında Türkiye`yi haberdar etmişti. Yani olayların gidişini zamana bırakmayın, Sovyet-rus sömürgesinden kurtulacak kardeş devletlere sahip olun demişti o Büyük Önder!
Gerçekten de sovyetler çökünce Türkiye kardeş Türk Cumhuriyetlerinin yardımına koşmaya kalkıştı. Hemen hemen git geller, gittikçe güçlenen irtibatlar yer almaya başladı. Ama maalesef ki, sonradan yer alan olaylar Türk Cumhuriyetleri arasında olması beklenen birliğin oluşmasına engel olmaya başladı. Azerbaycan Rusya destekli Ermenistan`ın işğaline maruz kalırken, Orta Asyada Türkler bir-birine girdi bile. 1990`lı yılların başlarında Özbekistan`da yerli Özbekler aynı millet olan Ahıska Türkleri`ne karşı ayaklandılar. Bir kaç gün içinde Ahıska Türkleri 20. yüzyılda daha bir göç yaşamak zorunda kaldılar. 2. Dünya Savaşı sıralarında Sovyet diktatör Stalin`in şimdiki Gürcistan topraklarından Orta Asya`ya sürdüğü Ahıskalı kardeşlerimiz daha bir kez evlerini, toprak ve mülklerini kaybediyorlardı. Ve tüm bunlar Türk kavmine düşman olan güçler tarafından düzenleniyor, kardeş kardeşin üzerine kışkırtılıyor, insanlar mülteci haline getiriliyordu. Çünkü aramızdaki bağlar kopmuştu. Çünkü aynı milletin evlatları olduğumuzu unutmuştuk. Çünkü birilerinin elinde oyuncağa dönüştüğümüzün farkında bile değildik! Bizleri rahat bir şekilde oyuna getirebilmişlerdi. Ve biz de düşman güçlerin çizdiği çizgi içinde kardeşlerimizle mücadele etmekteydik!
Yüzyıllar öncesi Osmanlı Sultanı Selim`le Sefevi Hükümdarı Şah İsmail`in, yine de başka bir Osmanlı Sultanı Bayazit`le Türküstan Padişahı Emir Timur`un müharebeleri ne kadar ayıp olacak şeylerdise, 20. yüzyılın sonunda Özbekistan`da yerli Özbek kardeşlerimizin öz kanından, canından olan Ahıska Türkleri`ne yaptıkları aynı derecede ayıp oldu. Yani yüzyıllar geçti de biz hȃlȃ dost kim, düşman kim diye bir ayrım yapamıyormuyuz? Buraya Kırğızistan ve Özbekistan`ın ortak sınırlarında son yıllarda yaşanan çatışmaları da eklersek, demek ki, düşmanımız hȃlȃ güçlüdür. Hȃlȃ düşman uyumuyor demek. Bizi bize karşı koymayı başarıyorlar demek!
Uyumayalım! Türk Milletini onun kendisinden başka kimse kurtaramayacaktır! Hiç kurtaramaz da, kurtarmak istemez bile!
Uyan, Türk Milleti! Senin toprakların yalnız vatandaşı olduğun ülkenin sınırları içinde bitmiyor! Senin Avrupa`nın tȃ göbeğinden başlayıp Asya`nın tam Doğusuna kadar uzanan, nerdeyse 300 milyona yaklaşan nufusa sahip büyük bir coğrafyan vardır! Bu coğrafyaya yeniden sahip çık, Türk oğlu! Kalk, harekete geç! Bu topraklar senin atlarının nallarının sesini özlemiştir!
Ayağa kalkmaz, birlik olmazsan, üzerine gelecekler birileri! Yıkacaklar, yakacaklar, parça-parça bölecek, yutacaklar senin topraklarını! Dünya düzeni mutlaka değişecektir! Bir yandan kırmızı Çin, diğer yandan da aynen onun gibi kırmızı olan Rusya üzerine geleçektir bir gün. Hattȃ Çin harekete geçti bile! 2009 yılının yazında Doğu Türkistan`ın başkenti Urumçi`de yaşananlar bize bir ders olsa gerek! Üzerimize geldiler, öldürdüler kardeşlerimizi ve… dünya sustu! Evet, Avrupa`da, Amerika`da, ne biliyim nerde bir çingenenin burnu kanadığı zaman ayağa kalkan tüm dünya insan hakları gözeticileri bekleneni yapmadılar! Bazen sustular, bazense sıradan birşeyler oluyormuş gibi apuk-sapuk açıklamalarla bizleri aldattılar! Çünkü Türk`ün zulüm görmesi, öldürülmesi birilerinin işine yarıyor!
Birlik olmalıyız! Hiç zaman kaybetmeden Bağımsız Türk Devletleri Birliği kurmalıyız. Bu birliğin başında kim ister dursun! İster Özbekistan, ister Türkmenistan, ister Kazakistan dursun! Önemlıi olan bu birliğin bir gerçeğe dönüşmesidir!
Yukarıda “neden birlik olmalıyız?” gibi bir soru sormuştuk. Gerçekten, neden birlik olmalıyız? Bizi buna zorlayan birileri mi, yahut da nedenler mi var? Var! Ama sadece birileri değil, Doğudan Batıya, Batıdan Doğuya tüm Türk milletinin önde gelenleri, aklı yerinde olanlarıdır bizi buna zorlayan! Evet, o insanlar ki, birlik olamayacağımız taktirde birilerinin elinin altında ezileceğimizi iyice anlamışlardır.
Birlik olmalıyız! Çünkü birlik olmazsak Çin`in zulmünden kurtulamayacağız! Evet, birlik olmalıyız! Çünkü birlik olmazsak Rusya hȃlȃ bizi ezmeğe devam edecektir! Bağımsız Türk Devletleri Birliğini kurmalıyız! Çünkü kuramazsak, Avrupa, Amerika üzerimize gelmekte devam edecek, toprağımıza, yerüstü, yeraltı zenginliklerimize sahip çıkacaktır! İran bize “müslüman kardeş” diyerek düşmanımız Ermenistan`a kucak açmaya devam edecektir birlik olmazsak! Birlik, Türk Milletinin tek kurtuluş yoludur! Öyle bir birlik ki, şimdilik onun içine alınacak yedi Türk Devleti – Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan bağımsızlıklarını korumakla beraber güçleri üzerine güç kazanmış olsunlar! Böyle bir birlik hiç bir Türk Devleti`nin bağımsızlığını tehdit etmez, bilȃkis, onların bağımsızlığının daha da güçlenmesine neden olacaktır. Öyle bir birlik hepimize gereklidir! Bugün birliğimizi kurmaz, geç kalırsak, birileri üzerimize geldiği zaman birlik olmaya hiç vakit bile bulamayız. Nasıl ki, bağımsızlığını kazanmak üzere olan Azerbaycan`a bir ermeni sorunu yaşatıldı, nasıl ki, Özbekistan`da kardeş Ahıskalı`lara çile çektirildi, nasıl ki, Kırgızistan`da Özbek ve Kırgızlar`ın iç-içe yaşadığı Oş şehrinde yine de bu iki kardeş halk bir-birine düşürüldü, yine de birilieri birşeyler çıkarabilirler. Onun için de zaman kaybetmeden Bağımsız Türk Devletleri Birliği kurmaya kalkışalım! Hepimiz, çoluğumuz, çocuğumuz, kadınımız, erkeğimiz! Bu birlik hepimize gerekli, hepimiz içindir!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder